Ölümü Unutma..‏

"Ihanet yağmurunda ıslandık birer birer, şimdi yorgun düşlerimiz yalnızız yalnız.."

Diye başlıyor o muhteşem şarkımız sözlerinin güzelliğine kapılıp azmı sevdi gözlerimiz gözlerimizi. Yüreklerimizin birbiri ile yoğuruluşundan, tenimizin sıcaklığına dalarak gördüğümüz rüyalardan vazmı gececeğiz bu kadar kolay ? Sözlerindemi yoktu önemi peki ya o uykusuz gecen geceler, öldüresiye uyanışlarmı yoksa güne sensiz. Güne sensiz başlamak dedik ya her an seninle gittiğim yerleri sana gösterememekti bana dert olan yoksa ben sensiz ne bir adım atmışımdır nede bir soluk alışım oldu. Sense bana yalan söyledin sevgili hiç mi acımadı için ? Bambaşka bir dünya kurdurdun bana rengarenk ciceklerle süslenmisti evimizin bahcesi güneşimiz her zaman aydınlıktı yağmurlar yağsada üzerimize inan ben seninle hiç üşümedim o düşlerde. Düşlerde.. çünkü hepsi birer palavranın yahut hayalgücünün eseriydi oysa ki ben safdım! Sana inandım aslında ben sana değil şu deli yüreğime inandım sevdim dedi seni gönül ferman dinlemedi ve ben bu oyuna direkt dahil olmus oldum. Ne yapayim yüreğim istedi bende geldim, inandım.. Ne yazık ki ışıklar söndü günes aydınlığını yitirdi benim düşlerimde. O rengarenk cicekler yerini ala bıraktı parıldayan günesi gölgeledi karabulutlar ben mi istedim bu karanlık yalnızlığı ? Hepsi ansızın gelmişti üst üste yalnızlığın ne demek olduğunuda anlıyordum yavaş yavaş. Bunada alışmalı belkide insan herzaman birileri olmayacak ki yanında "Ölümü unutma" herzaman bir eli tutamayacak ya da göze bakamacaksın bir soluğu hissetmeyeceksin belkide işte bu yalnızlık.. Yalnızlık ama bununda bir keyifli vakti var elbette ki örneğin yalan söylemez sana yalnızlık, asla kandırmaz yarı yolda bırakmaz mesela.. Sevilecek yanlarıda vardır yalnızlığın belkide daha cok sevmeli insan kendi yalnızlığını o zaman gülümsemelerin olacaktır seninde anlamsızca yakaladığın işte bu yalnızlık ile senin arandaki platonik bağın ifadesidir. Aslında her insan en cok yalnızlığını severde korkar belkide karanlıktan! O nedenle birilerini ister etrafında güvenmeyi özler yalandan korkar ve kaçar belkide bu anlamsızlık mücadelesinde nereye gideceğini bilmeden ve bir o kadarda havalı pusulaya bile ihtiyaç duymayan bir adam oluverir. Daha sonra sevmeler yalan gelir gülüp geçersin sevişme öncesi aşk muhabbetlerine ya da anlamsızlaşmıştır senin için bu sözcükler, sadece sözle yaşatılan aşklara alışmışsındır cünkü sen. Eski o BÜYÜK AŞK'ları ararsın belkide hatırlamak bile yeter coğu zaman ama eski işte kalmış bir köşede simdilerde asklar yasanmaktadır ufalmış ve uzaklaşmış gerçekten. Demiştim ya "Ben AŞK'a inanırım en koyusundan" öyle işte koyu olmalı aşkın şerbeti, birde şu var sevgili her ne kadarda desende ben en kırmızısından içtim aşkın şarabını emin ol daha keskinini mayalayanı olur birgün. Umutsuzluklarını aşarak kendi çin seddinden atlayacaksın arka bahçene herne güzellik varsa senin için yaratılan tatmak için koşacaksın şuursuzca ufkuna doğru. İşte o nedenle artık siliniyor gözlerin belleğimden işte o nedenle artık hatırlandığında can yakmıyorsun sevgili..
 
İsmail YALTIRIK - 06/06/2010  
Facebook Twitthis Furl